7 Ocak 2019 Pazartesi

Döviz Kredisi ve Kur Riski

Genel olarak, kur riski USD/TL veya EURO/TL kurlarının yukarı yönlü gitmesi neticesinde firmaların maliyetlerinde bir artış olması ve bu artış neticesinde kambiyo zararlarının artış göstermesi olarak algılanır. Fakat, kurun aşağı yönlü gitmesi de kur riski teşkil eden bir durumdur. Sonuç olarak, kur riski paritedeki değişimin şirketlerin varlıklarında ve yükümlülüklerinde değişiklikler yaratması ve gelir/giderlerindeki değişiklikler neticesinde nakit akımlarını etkilemesi olarak değerlendirilebilir.


 
Şirketler Neden Döviz Kredisi Kullanır?

Firmaların döviz kredisi kullanmasının birkaç sebebi olabilir. Bu sebeplerden en önemlileri firmanın faaliyet gösterdiği sektördeki çalışma koşullarının dövize endeksli olması veya borçlanma maliyetinin TL kredilere kıyasla daha düşük maliyetli olmasıdır.

Firmaların döviz kredisi kullanırken göz önünde bulundurmadığı riskler maalesef şirketlerde çok ciddi boyutlarda zararlara sebep oluyor, hatta şirketin iflasına kadar gidebiliyor. Bu durumda şirketler hangi durumda şirketler döviz kredisi kullanmalıdır?

Firmaların döviz kredisi kullanmadan önce yanıtlaması gereken bazı sorular vardır. Bu soruların cevaplarına göre uygun koşullarda borçlanmasını yönetmelidir. Bu soruların başlıcaları şunlardır: şirketin döviz geliri var mı, kur değişimine karşı finansal enstrümanlar kullanıyor mu, kurdaki değişim neticesinde yükümlülüklerimdeki ve şirket performansındaki değişiklikler neler olabilir.

Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 Sayılı Karar ile firmaların döviz borçlanmasına sınırlandırma getirilmiştir. Bu kanun kapsamında döviz kredisi kullanmak için firmaların gerekli şartları sağlaması gerekmektedir. Resmi Gazete’de yayımlanan bu şartlar aşağıdaki gibidir;

32 sayılı Kararın 17 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 17/A maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Türkiye’de yerleşik kişilerce yurt içi ve yurt dışından temin edilen döviz kredilerinde;

a)    Kullanım tarihinde, krediyi kullananın kredi bakiyesinin 15 milyon ABD Dolarının altında olması durumunda, kullanılmak istenen kredi tutarı ile mevcut kredi bakiyesi toplamı son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aşamaz.

b)    Kredi bakiyesi 15 milyon ABD Dolarının altında olan Türkiye’de yerleşik kişilerin döviz kredisi kullanım talepleri sırasında son üç mali yıla ilişkin döviz gelirlerini mali müşavirler tarafından onaylanmış belgelerle tevsik etmeleri zorunludur.

c) Kredi bakiyesinin son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aştığının sonradan tespit edilmesi durumunda yurt içinde bankalardan (serbest bölge şubeleri dâhil), finansal kiralama şirketlerinden, faktoring şirketlerinden ve finansman şirketlerinden kullanılan kredilerin aşıma neden olan kısmı geri çağırılır veya Türk Lirası krediye dönüştürülür.

ç) Kredi bakiyesinin son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aştığının sonradan tespit edilmesi durumunda bankaların, finansal kiralama şirketlerinin, faktoring şirketlerinin ve finansman şirketlerinin yurt dışındaki şubeleri (bankaların off-shore şubeleri dâhil, serbest bölge şubeleri hariç) tarafından kullandırılan kredilerin aşıma neden olan kısmı geri çağırılır veya Türk Lirası krediye dönüştürülür.”

Bankalar ile Türkiye’de yerleşik finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri birbirlerine, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kendi teamülleri çerçevesinde doğrudan veya uluslararası sendikasyona katılım yoluyla, vade sınırı bulunmaksızın döviz kredisi açabilirler.”

İlgili resmi gazeteye buradan ulaşabilirsiniz 

Döviz Kredili Firmalar Kur Değişiminden Nasıl Etkilenir?

İlk olarak kurdaki değişimin yukarı yönlü olması veya bir başka deyişle Türk Lirası’nın Dolar ve Euro’ya karşı değer kaybetmesi durumunu değerlendirelim.

Ağırlıklı olarak ürünlerini yurt dışına satan firmanın kurdaki değişim neticesinde iş hacminin yukarı yönlü olması muhtemeldir. 

Firmanın üretimini yaptığı ürünlerin hammaddesinin ithal olması durumunda firmanın maliyetlerinde bir artış olması ve bu paralelde EBİT ve EBİTDA marjlarında bir gerileme olacaktır.

Döviz kredisi bulunan firmanın kredilerinin yıl sonunda değerleme işlemleri neticesinde yükümlülüklerinde bir artış meydana gelir ve bunun etkisiyle bilanço büyüklüğünde artış meydana gelir.

Kurdaki artış neticesinde bankaların yurt dışından ucuz maliyetli olarak temin ettikleri sendikasyon kredilerinin maliyetlerinde artış meydana gelecektir. Bu durum, firmaların ucuz kredi bulmasını zorlaştıracak ve kredi maliyetlerinde bir artış meydana gelecektir. Buna bağlı olarak da uüksek faizli kredi kullanımları firmaların karlılığını düşürecektir.
 
Kur Riskinin Yüksek Olduğu Sektörler

Türkiye ara malı ithalatçısı bir ülke olarak kur riskine birçok sektör bazında maruz kalmasına karşın kur riskinin yüksek olduğu sektörleri şu şekilde sıralayabiliriz;


  • Petrol ve kimyasal ürünler sektörü
  • Metal sektörü
  • Elektrik ve elektronik sektörü
  • Plastik sektörü
  • Otomotiv sektörü
  • Gıda sektörü
  • Tekstil sektörü

Kur Riskine Karşı Firmalar Neler Yapabilir?

Kur değişimlerinden korunmanın en etkili yollarından birisi de forward, opsiyon vb. türev araçların kullanılmasıdır. Bu tür finansal enstrümanlara başvurularak firmalar mevcut kur risklerini daha etkin yönetebilir, kur riskini hedge edebilir, daha sağlıklı ve öngörülebilir bir nakit akımına sahip olabilirler. Fakat, bu tür finansal enstrümanların kullanımı uzmanlık gerektirmektedir. Türkiye’deki firmaların büyüklükleri göz önünde bulundurulduğunda bu tür finansal araçlar çok az kullanılmakta olup, son zamanlarda finansal okuryazarlığın artış göstermesinin de etkisiyle bu tür finansal entsrümanların kullanımı hakkında şirketler daha da bilinçlenmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder