28 Haziran 2020 Pazar

Kapasite Kullanım Oranı Nedir?

İmalat sanayi kapasite kullanım oranı(KKO) imalat sanayinde faaliyet gösteren iş yerlerinin referans dönemdeki mevcut fiziki kapasitelerine göre fiilen gerçekleşen kapasite kullanımlarıdır.

Kapasite kullanım oranı İktisadi Yönelim Anketi (İYA) kapsamında derlenen, referans döneme ait imalat sanayi kapasite kullanım oranıdır. İYA kapsamındaki işyerlerinin sınıflandırılmasında “Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiksel Sınıflaması” kullanılmaktadır.

İktisadi Yönelim İstatistikleri kapsamında derlenen İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı istatistikleri ile imalat sanayinde faaliyet gösteren işyerlerinin, mevcut fiziki kapasitelerine göre fiilen gerçekleşen kapasite kullanımlarının izlenmesi amaçlamaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından Türkiye’de faaliyet gösteren imalat sektöründeki firmalara yapılan aylık anket sonuçlarına göre belirlenir ve % olarak hesaplanır.

Kapasite kullanım oranı istatistikleri, ürünlerin nihai kullanım amacına göre yapılan sınıflandırmaya göre, dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları, ara malları ve yatırım malları üreten sektör grupları itibarıyla ve ikili faaliyet düzeyine göre, 10-33 kodlu imalat sanayi alt sektörleri bazında verilmektedir. İkili faaliyet düzeyine göre, 19 kodlu kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı alt sektörünün kapasite kullanım oranı verileri ise, istatistiki gizlilik ilkesi gereğince yayımlanmamaktadır.

Kapasite kullanım oranı ekonominin öncü göstergeleri arasında yer alır. Çünkü firmalar talep doğrultusunda imalat yaparlar ve buna göre mevcut fiziki kapasitesinde bir artış meydana gelir. Bu da doğrudan ekonomide bir hacim oluşturacağı için büyümede etkili olacaktır. Kapasite kullanım oranındaki bir artış meydana geldiğinde ekonomide bir toparlanma söz konusu olabilirken kapasite kullanım oranındaki azalış ise ekonomide daralmaya işaret edebilir. Kapasite kullanım oranı aylık olarak yayımlanmakla birlikte tek bir aya bakarak yorumlamak yanlış yorumlara sebep olabilir. Bu kapsamda genel trend ve diğer ekonomik gelişmeleri de göz önünde bulundurma etkili olacaktır.

TCMB tarafından yayımlanan haziran ayı kapasite kullanımı aşağıdaki gibidir;

 

B

TCMB tarafından yayımlanan 2015/12-2020/06 dönemleri arasındaki kapasite kullanımının seyri aşağıdaki gibidir;

 

2018 ve 2019 yıllarında kapasite kullanım oranları %70-80 bandında seyrederken ülkemizde ilk defa Mart ayında görülen Koronavirüs etkisiyle işletmeler faaliyetlerini geçici süre durdurmasının 2020/04 itibarıyla kapasite kullanım oranına yansıdığı görülmektedir.

Ekonominin bir diğer öncü göstergelerinden birisi olan satın alma yöneticileri endeksi hakkında bilgi edinmek isterseniz bu yazımı okuyabilirsiniz!


23 Haziran 2020 Salı

Kredi Erken Ödeme Cezası Nedir?

Birçok kişi kredi kullanırken kredinin tutarını, vadesini göz önünde bulundurur. Kendi finansal durumunu da göz önünde bulundurarak nakit akışında sorun yaratmayacak bir şekilde kredi kullanımı gerçekleştirirler. Peki, kredi kullananlar, kullandığı krediyi erken kapatmak istese ne gibi durumla karşı karşıya kalırlar?

Kredi kullananlar kredilerini erken kapatmak isterlerse erken ödeme cezasına maruz kalır. Erken ödeme cezası taşıt ve ihtiyaç kredilerinde uygulanması söz konusu değildir. Erken ödeme cezası sadece konut kredilerinde mümkündür!


Bankalar neyi dikkate alarak erken ödeme cezası uygular: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Bölümünde “Konut Finansmanı” ilişkin maddeler yer alır. Bu kanunun 37. Maddesine göre;

MADDE 37

(1) Tüketici, vadesi gelmemiş bir veya birden çok taksit ödemesinde bulunabileceği gibi, konut finansmanı borcunun tamamını erken ödeyebilir. Bu hâllerde, konut finansmanı kuruluşu, erken ödenen miktara göre gerekli tüm faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirim yapmakla yükümlüdür.

(2) Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi hâlinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda, konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme tazminatı talep edilebilir. Erken ödeme tazminatı gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın kalan vadesi otuz altı ayı aşmayan kredilerde yüzde birini, kalan vadesi otuz altı ayı aşan kredilerde ise yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi hâlinde tüketiciden erken ödeme tazminatı talep edilemez.

Bu maddeyi özetleyecek olursak kişilerin kullanmış olduğu kredinin vadesi 36 aydan az ise en fazla %1, vadesi 36 aydan fazla ise %2’den fazla olmamak üzere bankalar erken kapama cezası alabilir.

Bunun dışında, konut kredisi kullanırken sözleşmede erken kapama cezasına ilişkin ibare yoksa banka erken kapama talebinde bulunsa bile ödemek zorunda değilsiniz! Ayrıca, kredi ödeme planında balon ödeme gibi bir durumu sözleşme başında anlaştıysanız yine erken kapama cezasına maruz kalmazsınız.


22 Haziran 2020 Pazartesi

Kredilendirme İlkeleri Nelerdir?

Bankaların temel çalışma prensiplerine bakıldığında amaçlarının düşük faizli mevduat toplayıp, optimal düzeyde kredi faiz oranlarıyla müşteriye kredi satmaktır. Bankalar krediyi herkese verir mi? Tabi ki hayır! Peki, bankalar kredi satarken ne gibi unsurları dikkate alırlar, neleri göz önünde bulundururlar? İşte bu soruların cevaplarına ilişkin bankalar genel kabul görmüş kredilendirme ilkelerini belirlemişlerdir. Nedir bu kredilendirme ilkeleri?


Güven(Emniyet) İlkesi: Teminatların sağlamlığı ilkesi olarak da bilinir. Bankalar kredi kullandırırken en önemli unsurlardan birisi olan kredinin geri ödenme ihtimalidir. Tüm krediler geri ödeme koşuluyla verilse de bazı krediler batık hale gelebiliyor. Bu ilkede bankanın kullandırmış olduğu kredinin teminat yapısı, müşterinin kredibilitesi gibi unsurlar ön plana çıkmaktadır.

Akışkanlık(Seyyaliyet) İlkesi: Geri dönüş hızı ilkesi olarak da bilinir. Müşteriye kullandırılan kredinin vadesine uygun olarak ödenmesini, herhangi bir temerrüt ya da gecikmelerin, erteleme ya da yapılandırma işlemlerinin olmamasını ifade eder.

Verimlilik(karlılık) İlkesi: Bankaların temel amacı mevduat toplayıp, kredi satmak demiştik. Fakat bankanın kredi kullandırmadaki temel amacının faiz geliri olmasının yanı sıra kullandırılan kredilerde çapraz satış yaparak kredi dışında faiz dışı gelir etmek de bir o kadar önemlidir. Burada çapraz satış yaparak komisyon geliri elde edilmesi gibi unsurları içermektedir.

Bu ilkelerin tamamı genel kabul görmüş ilkeler olmakla birlikte kredilendirme sürecinde bankalar esas olarak bu ilkeleri göz önünde bulundururlar.

Bankaların kredi kullandırma sürecinde sizin finansal limitlerinizi gösteren memzuç kayıtlarına ilişkin bilgiler de kredilendirme ilkelerini destekleyecek unsurlardır.

16 Haziran 2020 Salı

Vix Endeksi / Korku Endeksi Nedir?

Vix endeksi İngilizcede “Volatility İndex” kelimelerinden oluşturan bir finans terimidir. Türkçeye oynaklık endeksi olarak çevrilen terim piyasalardaki korkunun derecesini ölçen bir endeks olması sebebiyle finansal piyasalarda korku endeksi olarak bilinir. Vix endeksinin temel amacı piyasadaki risk algısının ölçülmesidir.


Vix endeksi ilk kez 1993 yılında CBOE(Chicago Board of Trade) tarafından oluşturulmuş ve başta Amerika olmak üzere dünyada popülerlik kazanmıştır. Vix Endeksi hesaplanırken S&P 500 endeksinde işlem gören farklı vadelerdeki opsiyon sözleşmelerinin bir aylık fiyat hareketlilikleri dikkate alınır.


Vix endeksinin hesaplanmasında önemli bir unsur olan opsiyonu şu şekilde açıklayabiliriz: belirli bir zamanda, belirli bir ürünü, belirli bir fiyattan alma ya da satma hakkıdır. Yani, burada bir hak söz konusudur. Belirlenen ürünü, belirlenen zamanda almak isteyebilirsiniz de almak istemeyebilirsiniz de. Şu şekilde örnek vermek gerekirse, demir çelik ticareti yaptığınızı farz edelim. Demir fiyatlarındaki hareketlilik çok yüksek seviyede ve siz riskinizi dengelemek için opsiyon almak istiyorsunuz(3 ay sonra demir çelik alımı için varsayıyoruz). Opsiyon satıcısı size 3 ay sonrası için sana 1 ton demiri 1.000 Dolar’dan satabileceğini söylüyor. Siz de demirin tonunun 1.000 Dolar’dan daha fazla olacağını düşündüğünüz için opsiyon almayı kabul diyorsunuz. Ne güzel değil mi? Alacağınız demirin fiyatını sabitlediniz. Fakat bunun bir bedeli var ve bu bedele opsiyon primi denir. Kaparo parası gibi düşünebilirsiniz. Anlaşmayı yaptınız 3 ay sonra demirin tonu 1.200 dolar oldu. Bu sizin için önemli değil çünkü siz 3 ay sonra almak koşulu ile opsiyon almıştınız. Opsiyon satıcısından 1 ton demiri 1.000 Dolar’dan alabilirsiniz.  Bir diğer senaryo olarak, 1 ton demirin 700 Dolar olduğunu düşünelim. Siz 3 ay sonra 1 ton demiri 1.000 Dolar’dan almak yerine 700 Dolar’a alırsınız değil mi? İşte opsiyon size bir hak tanır: fiyat beklenenden yukarı ise opsiyonu kullanmak istersiniz, fiyat beklenenden düşük ise opsiyonu kullanmak istemezsiniz ve opsiyon bedeli kadar zarar edersiniz. Riski hedge etmek için Forward yazıma da göz atabilirsiniz.


Konumuza geri dönecek olursak yapılan çalışmalar neticesinde S&P 500 endeksi ile Vix endeksi arasında ters yönlü bir ilişki bulunduğu ve korelasyon kat sayısının çok yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu şu şekilde değerlendiriliyor. S&P 500 endeksi yukarı doğru tırmanırken Vix endeksi azalış gösteriyor.


Vix endeksi şu değerleri alır:


0-10 : Bu aralıktaki bir değere çok fazla rastlanmaz. Tarihte endeksin en düşük değeri 1993/Aralık’ta 9,31 olarak görülmüştür.

10-20 : Piyasadaki hareketliliğin normal seviyelerde olduğunu gösterir.

20-30 : Bu aralıkta risk algısının artış gösterdiği genel itibarıyla belirsizliğin yükseldiği anlamına gelir.

30 ve üstü : Risk algısı normalin üzerindedir, yatırımcıların stres seviyeleri yükselir. Bu sebeple yatırımcılar genel itibarıyla güvenli liman arayışı içerisine girerler.


Genel itibarıyla bakıldığında, Vix endeksinin 30’un üzerinde olması ile birlikte piyasalarda belirsizlik aş gösterir ve kargaşa artar. Bu sebeple yatırımcılar güvenli liman arayışına girer. Bu kapsamda Vix endeksi piyasa oyuncuları için önemli bir göstergedir. Vix endeksindeki hızlı artışlarla birlikte ülkelerin borsalarında satışlar başlar borsa endeksinde düşüş meydana gelir.


Koronavirüs kapsamında ülkelerde tedbirlerin artış göstermesiyle birlikte 2020/Mart ayında dünya borsalarında çöküşler meydana gelmiş olup, o tarihte VİX endeksinin aldığı en yüksek değer aşağıdaki gibidir;

8 Haziran 2020 Pazartesi

Dikey Analiz Nedir, Nasıl Hesaplanır ve Yorumlanır?

Bir ya da daha fazla yılı kapsayan mali tablolarda belirli hesap kalemlerinin grup veya genele oranlanarak analiz edilmesine dikey analiz ya da yüzde yöntemi ile analiz olarak bilinir. Bu sebeple statik bir analiz türüdür.

Dikey analiz şu şekilde hesaplanır;

Grup Yüzdesi: Kalem Tutarı / Sınıf Toplamı

Genel Yüzde: Kalem Tutarı / Aktif veya Pasif

Örnek:

Dönen Varlıklar

2.000.000 TL

12 Ticari Alacaklar

1.000.000 TL

120 Alıcılar

500.000 TL

121 Alacak Senetleri

300.000 TL

126 Verilen Depozito ve Teminatlar

200.000 TL

Duran Varlıklar

3.000.000 TL

AKTİF TOPLAMI

5.000.000 TL

*Tüm tek düzen hesap kalemleri dikkate alınmamıştır.

120 Alıcılar hesabı için grup yüzdesi: Kalem Tutarı / Sınıf Toplamı

Grup Yüzdesi: 500.000/1.000.000 ise grup yüzdesi %50 olarak hesaplanır.

120 Alıcılar hesabı için genel yüzde: Kalem Tutarı / Aktif ya da Pasif

Genel Yüzde: 500.000/5.000.000 ise genel yüzde %10 olarak hesaplanır.

Bilançonun pasif kalemlerinde yapılan dikey analiz bize faaliyetlerinin ya da aktiflerinin % kaçının yabancı kaynaklarla ya da öz kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. Aktif kalemlerinde yapılan dikey yüzde analizi ise söz konusu analiz edilen grup ya da genel yüzdenin aktiflerinin % kaçını oluşturduğu yorumunu yapabiliriz.

6 Haziran 2020 Cumartesi

Yatay Analiz/Karşılaştırmalı Tablolar Analizi Nedir, Nasıl Hesaplanır ve Yorumlanır?

Yatay analiz ya da karşılaştırmalı tablolar analizi, bir işletmenin en az 2 yılı kapsayan mali verilerinin incelenmesidir. Burada incelenen husus karşılaştırılacak olan mali tablodaki hesap kaleminin yıllar itibarıyla gösterdiği değişim: azalış, artış. Bir karşılaştırma söz konusu olduğu ve değişkenlik gösterdiği için dinamik bir analiz türüdür.

Yatay analiz şu şekilde hesaplanır:

Yatay analiz yüzdesi: ((t1-t0)/t0)*100

t0: Temel/baz yıl

t1: Bir sonraki yıl

Örnek:

 

2017

2018

2019

Stoklar

1.000.000 TL

1.250.000 TL

1.500.000 TL


Baz yılı 2017 olarak belirlediğimiz zaman;

2018 yılı: ((1.250.000 TL – 1.000.000 TL)/1.000.000 TL)*100

2018 yılında stokları bir önceki seneye göre %25 seviyesinde artış göstermiştir.

2019 yılı: ((1.500.000 TL – 1.000.000 TL)/1.000.000 TL)*100

2019 yılında stokları 2017 yılına göre %50 seviyesinde artış göstermiştir.

Bir firmanın mali verilerini yorumlarken karşılaştırmalı tablolar analizi yaptığımızda bize tek bir hesap kalemi hakkında bilgi verdiği için bu analizi diğer hesap kalemleri de dikkate alınarak yorumlanması gerekmektedir. Çünkü firmanın stoklarındaki bir artış stok devir hızında artış ya da azalışı ifade edebilir. Şu şekilde firmanın satışların karşılaştırmalı tablolar analizini yaptığımızda satışlarındaki artış hızının stoklarındaki artış yüzdesinden fazla olması stokların devir hızını yükseltecek ve stok elde kalma süresini kısaltacaktır.