Bir insanın günlük yaşamını ele
aldığımızda en önemli hususlardan birisinin iletişim olduğunu rahatlıkla
görebiliriz. Bakkal Mehmet Amca’dan iş hayatımızdaki diğer insanlara kadar…
Herkes iletişim kuruyor ama
herkes gerçekten anlaşabiliyor veya uzlaşabiliyor mu?
Bir düşünün siz ne kadar kendi
düşüncelerinizi ifade ederek karşı tarafta etki yaratıp sizin düşüncelerinizi
benimsemesini sağlayabiliyorsunuz?
Yaşantınıza baktığımızda insanların
sizin düşüncelerinizi desteklemediğinizi ya da düşüncelerinizi ifade
ettiğinizde karşı tarafta yeterli bir tesir uyandıramadığınızı düşünüyor
musunuz?
Yukarıdaki sorularımın daha
fazlasını kitabın içeriğinde bulabilirsiniz. Bu kitabı okuyarak, insanlarla
iletişimizde bir adım daha öne geçebilirsiniz, tabi ki deneyerek.
Kitapta da vurgulandığı ve giriş
cümlesinde yazdığı gibi “Hoşunuza gitsin veya gitmesin siz bir müzakerecisiniz.
Müzakere hayatın gerçeği”. Evinizde ailenize, iş hayatında meslektaşlarınıza ve
her yerde evet, siz bir müzakerecisiniz.
Kitabın temel içeriği,
ikna/uzlaşma üzerine kurulu bir bütünden oluşmaktadır. Size her şeyi bir teori
olarak sunmuyor, insanların yaşantılarından örnek vererek uygulanabilirliğini
gözler önüne seriyor. Örneğin, ev sahibi ile kiracısı arasında yaşanan yıl
sonundaki zam görüşmeleri. Ev sahibi kiraya zam yapacaktır, kiracı ise zam
geleceğini bilecektir ama daha az kirayı nasıl ödeyeceğini düşünecektir. Bu
örnekte olduğu gibi kitapta, günlük hayatımızda rahatça görebileceğiniz veya yaşayabileceğimiz
bir olay üzerine müzakere yöntemlerini, yaklaşım açılarını ele alıyor.
Normal hayatta kişilerin görüşmelerinde
sert ve yumuşak olmak üzere 2 tarz durum sergileyerek görüşmelerini sürdürmekle
birlikte kitapta aslında çoğu insanların bildiği fakat kelimelere dökemediği
bir tarzı daha ortaya koyuyor: Prensipli
tarz.
Kitabın içeriği 5 bölümden oluşuyor:
birinci bölüm, iyi bir müzakereci olarak pozisyonlar üzerinde pazarlık
yapılmaması gerektiğini, yani insanların içinde bulunduğu konumlar üzerinden
görüşmelerini sürdürmemesi durumu. İkinci bölümde, insanları problemlerden ayrı
tutmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Burada, ortada bir sorun olduğunda
direkt insanlar üzerinden sonuç çıkarmamanın gerekliliğini dile getiriyor. Yapılan
görüşmelerde pozisyonlara değil, menfaatlere odaklanmanın temelini ele alıyor. Olaylarda
kişilerin menfaatlerinin hangi doğrultuda olduğu ve bunları belirlemeniz için
karşı tarafa sorular yöneltmenize dair içerikler bulunuyor. Karşılıklı kazançlar için seçeneklerin orta
konulması gerekliliğini ele alıyor. Böylece, sorunları kişileştirmekten uzakta
win-win felsefesiyle hareket ortamı sağlıyor. Üçüncü bölümde, bazı soruları sizin
ağzınızdan karşı tarafa size yöneltilerek cevaplar aranıyor bu sorumlar:
Uzlaşmada diğer taraf daha güçlüyse ne olur?, Diğer taraf oyuna katılmazsa ne
yapmalı?, Diğer taraf uzlaşma esnasında çirkin taktikler kullanırsa ne
yapmalı?. Dördüncü bölümde, kitabın düşüncelerinizin ve yaptığınızın farkına
varmanızı sağlayarak, öğrenmenize yardımcı olabileceği, ancak kimsenin size
beceri kazandıramayacağı, bunu ancak kendinizin yapabileceğini belirtiyor. Son bölümde ise kitap hakkında sorulan 10
soruya cevap veriyor. Bu sorular adil olmak ve prensipli müzakerelerle ilgili
sorular, insanlarla ilgili karşılaşılan sorular, taktik soruları ve güçle
ilgili sorulardır.
Genel itibarıyla, gelişime açık bir bireyseniz, farkındalığınızı
artırmak ve etkili bir iletişimle müzakereci yönünüzü geliştirmek istiyorsanız
bu kitabı gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. Kitap sıradan kişisel gelişim
kitabı değildir. Etkileyici ve uygulanabilirliği yüksek içeriklere sahip bir
oluşumdur. Şundan emin olabilirsiniz ki sıkılmadan ve sindirerek okuduğunuzda
bir de okuduklarınızı uygulamaya çalıştığınızda iletişiminizdeki ve
etkileyicilikteki gücünüzün arttığını göreceksiniz ve başkaları tarafından fark
edileceksiniz.
Kitabın Künyesi
Yazarlar: Roger Fisher, William Ury, Bruce Patton
Yayınevi: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Baskı Sayısı: 3
Sayfa Sayısı: 219
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder